Satış elemanı elbiseyi alması için onu ikna etti.
- The salesperson persuaded her to buy the dress.
25 dolarlık bir çek düzenledim ve onu satış elemanına verdim.
- I made out a check for $25 and handed it to the salesperson.
Bu, dürüst olmayan bir satıcı.
- He's a dishonest salesperson.