incitement

listen to the pronunciation of incitement
Английский Язык - Турецкий язык
kışkırtma
tahrik
teşvik
körükleme/kışkırtma
fit
tahrim
körükleme
fitne
exportation incitement
ihracat teşviği
Английский Язык - Английский Язык
Турецкий язык - Английский Язык

Определение incitement в Турецкий язык Английский Язык словарь

incit
mortify
incit
{f} aggrieved
incit
{f} mortifying
incit
offend

Did I do something to offend you? - Seni incitecek bir şey mi yaptım?

He apologized for having offended her. - Onu incittiği için özür diledi.

incit
{f} mortified
incit
{f} offended

He apologized for having offended her. - Onu incittiği için özür diledi.

I apologize if I offended you. - Seni incittiysem özür dilerim.

incit
aggrieve
incit
{f} injured

Tom injured his back playing tennis. - Tom tenis oynarken sırtını incitti.

She injured herself while dancing. - Dans ederken kendini incitti.

incit
injure

I got my right leg injured. - Sağ bacağımı incittim.

I feared they might injure themselves. - Kendilerini incitebileceklerinden korktum.

incit
(Biyoloji) hurt

He hurt himself when he fell. - O, düştüğünde kendisini incitti.

He hurt his arm lifting so much weight. - Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.

incitement
Избранное