Konuşmacı insanları isyana teşvik etmeye çalıştı.
- The speaker tried to incite the people to rebellion.
Suçu işlemesi için onu tahrik ettiler.
- They incited him to commit the crime.
He apologized for having offended her.
- Onu incittiği için özür diledi.
Did I do something to offend you?
- Seni incitecek bir şey mi yaptım?
I apologize if I offended you.
- Seni incittiysem özür dilerim.
He apologized for having offended her.
- Onu incittiği için özür diledi.
Tom injured his back playing tennis.
- Tom tenis oynarken sırtını incitti.
She injured herself while dancing.
- Dans ederken kendini incitti.
My grandma injured her leg in a fall.
- Büyükannem bacağını bir düşüşte incitti.
She injured herself while dancing.
- Dans ederken kendini incitti.
He hurt his arm lifting so much weight.
- Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
He hurt himself when he fell.
- O, düştüğünde kendisini incitti.