The firm is under investigation.
- Firma inceleme altında.
We have to appoint new members of the examining board.
- İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.
Test examining is a very restrictive practice.
- Test incelemesi çok kısıtlayıcı bir uygulamadır.
The teacher is busy looking over the examination papers.
- Öğretmen sınav kağıtlarını incelemekle meşgul.
Dan performed a microscopic examination of the hair.
- Dan saçın mikroskobik incelemesini yaptı.
This is my latest review.
- Bu benim en son incelemem.
Please forward the document to the administrative office for review.
- Lütfen incelemesi için belgeyi idari ofise gönderin.
You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
Sami inspected Layla's car.
- Sami, Leyla'nın arabasını inceledi.
Tom inspected the equipment carefully.
- Tom cihazı dikkatlice inceledi.
Clyde Tombaugh photographed 65% of the sky and spent thousands of hours examining photographs of the night sky.
- Clyde Tombaugh gökyüzünün% 65'ini fotoğrafladı ve gece gökyüzünün fotoğraflarını inceleyerek binlerce saat harcadı.
We have to appoint new members of the examining board.
- İnceleme kurulunun yeni üyelerini atamalıyız.
We examined the following magazines to collect the data.
- Bilgi toplamak için aşağıdaki dergileri inceledik.
The customs officials examined the boxes.
- Gümrük memurları kutuları inceledi.
Please look through these papers at your leisure.
- Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.
She investigated the company's output record carefully.
- Şirketin çıktı kayıtlarını dikkatlice inceledi.
You have to investigate that problem.
- O sorunu incelemek zorundasın.
Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
- Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
- Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
The downside of fame is scrutiny.
- Şöhretin olumsuz tarafı incelemedir.
The young couple surveyed the room.
- Genç çift odayı incelediler.
We surveyed the view from the top of the hill.
- Tepenin zirvesinden manzarayı inceledik.
In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
- Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
He built an observatory to study the stars.
- Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.