Ben sizin hakkınızda o şekilde düşünmüyorum.
- I don't think about you in that way.
Sorunu bu şekilde hallettim.
- I solved the problem in this way.
İşler bu şekilde devam ederse yine aynı hatayı yapacaksın.
- You'll make the same mistake if things continue in this way.
Böylece büyük bir piyanist oldu.
- He became a great pianist in this way.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.
- Paris is the center of the world, in a way.
I really wanted a clear photo of the president, but all the journalists were in the way.
... is because there isn't a better way of dealing with the pre-existing conditions problem, ...
... AUDIENCE: But in terms of form factor and just the way its ...