Kabinenin her üyesi mevcuttu.
- Every member of the cabinet was present.
Çok sayıda öğrenci toplantıda mevcut.
- A lot of students are present at the meeting.
Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.
- At present they are working for a big company in England.
Şu andaki eğitim sisteminde hangi eksikliği bulabilirsin?
- What defect can you find in the present system of education?
Onun şimdiki yardımcısı Bayan Nokami'dir.
- His present assistant is Miss Nokami.
Geçmişte değil, şimdiki zamanda yaşamalısın.
- You must live in the present, not in the past.
Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.
- I got you a pen as a birthday present.
Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.
- We chose Mary a good birthday present.
Şimdiki zaman gibi zaman yok.
- There's no time like the present.
Hepimiz şimdiki zamanın yanı sıra geçmişle ve gelecekle bağlandık.
- All of us are connected with the past and the future as well as the present.
Şu anki maaşından memnun musun?
- Are you content with your present salary?
O, şu anki maaşından memnun.
- She is content with his present salary.
Taoizm bugünkü Henan ilinde M.Ö. 604'te doğmuş bir pir olan Laozi'nin öğretileri üzerine kurulmuştur.
- Taoism was founded on the teachings of Laozi, a sage born in 604 B.C. in present-day Henan Province.
Bugünkü dünya rahat yaşamını petrole borçludur.
- The present world owes its convenient life to petroleum.