Kural bu durumda geçerlidir.
- The rule holds good in this case.
Bu durumda yanılıyorsunuz.
- You're wrong in this case.
Onlar yollarını kaybetme ihtimaline karşı yanlarında bir harita taşıdılar.
- They carried a map with them in case they should lose their way.
Nakliyatın gecikme ihtimaline karşı özel gecikme sigortamız var.
- In case the shipment is delayed, we have special delay insurance.
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
O halde, ben sizin bugün gelmeniz gerektiğini düşünüyorum.
- In that case, I think you should come in today.
Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim.
- I locked the door, in case someone tried to get in.
Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.
- Take an umbrella with you in case it begins to rain.
Yangın durumunda, 119'u çevir.
- In case of fire, dial 119.
Yangın durumunda, bu düğmeye basın.
- In case of fire, press this button.
O takdirde, öyle olsun.
- In that case, so be it.
In case of emergency, break glass.
... now that's a good now he is not a case where research would tell you this ...
... now are in a state of paralysis as a result of partisan gridlock. If elected in your case, ...