Partinin tarihi henüz belirsiz.
- The date of the party is still up in the air.
Proje şimdiye kadar kararlaştırılmamıştır.
- As yet, the project is in the air.
Karar hâlâ kararlaştırılmamış.
- The decision was still in the air.
Ortalıkta dolaşan söylentiler var.
- There are rumors in the air.
Birkaç kuş havada uçuyordu.
- Several birds were flying in the air.
Kuşlar havada uçuyorlar.
- Birds are flying in the air.
Düzenli olarak açık havada çalışan kişiler uykusuzluk sıkıntısı çekmezler.
- People who regularly work in the open air do not suffer from sleeplessness.
Birkaç saniye önce ben açık havada ve parlak gün ışığındaydım ve şimdi gözlerim bu karanlıkta bana hizmet etmeyi reddediyor.
- A few seconds ago I was in the open air and the bright daylight, and now my eyes refuse to serve me in this darkness.
Polis Danı açıkta izledi.
- Police followed Dan in the open.
As soon as we entered we could feel the excitement and tension in the air.
... this town is an open air museum of celtic architecture ...