Yeteneğimin en iyisine göre görevimi yapacağım.
- I will do my duty to the best of my ability.
İstakoz ciğeri toksik olabilir, onu yememek en iyisidir.
- Lobster tomalley can be toxic and it's best not to eat it.
Yapabileceğinin en iyisini yaptın.
- You've done the best you can do.
Tom'un yapabileceğinin en iyisi bu mu?
- Is this the best Tom can do?
En çok bu kitabı seviyorum.
- I like this book best.
En çok sevdiğin birini al, hangisi olursa olsun.
- Take the one you like best, whichever it is.
Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.
- Administrator and moderators are working for the best language tool, Tatoeba Project.
Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
- In my opinion, German is the best language in the world.
Tom işi elinden gelen en iyi şekilde yaptı.
- Tom did the job the best he could.
Elimden geldiğince şiiri en iyi şekilde çevirdim.
- I translated the poem the best I could.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I'll do my best to pass the examination.
Sınavı geçmek için elimden geleni yapacağım.
- I will do my best to pass the examination.