Sonuçta istasyona koştum ve bir şekilde tam vaktinde oraya ulaştım.
- In the end I ran to the station, and somehow got there on time.
Sonuçta, o kadar da kötü değil.
- In the end, it's not that bad.
O sonunda İngiltere'ye geri döndü.
- She went back to England in the end.
Sonunda o, yoluna girecek.
- It'll come right in the end.
Neticede hepimiz öleceğiz.
- We all die in the end.
... I hear the crowd start screaming at the end of the song, at which point, I'm just like ...
... retire at the end of this year. ...