Sonuçta, o kadar da kötü değil.
- In the end, it's not that bad.
Sonuçta istasyona koştum ve bir şekilde tam vaktinde oraya ulaştım.
- In the end I ran to the station, and somehow got there on time.
Sonunda, Almanlar geri çekilmeye zorlandı.
- In the end, the Germans were forced to withdraw.
Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
- In the end she chose another kitten.
Neticede hepimiz öleceğiz.
- We all die in the end.
Tom sonunda hoşlandığı bir iş buldu.
- Tom eventually found a job that he liked.
Tom sonunda kendi bilgisayarına ücretsiz bir veritabanı uygulamasını yüklemeyi anladı.
- Tom eventually figured out how to install a free database application on his computer.
Fadıl en sonunda İslam'a geçti.
- Fadil eventually converted to Islam.
Polis en sonunda Tom'u yakaladı.
- The police eventually arrested Tom.
Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı.
- Tom eventually did everything we asked him to do.
Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı.
- After eight months, he eventually started dating girls again.
Tom nihayet istifa etti.
- Tom eventually resigned.
Sonuçta her şeyi bana anlatacaksın.
- You'll tell me everything eventually.
Sonuçta işler değişti.
- Things eventually changed.
... >>Taylor Swift: Yeah. The ideas always end up in my phone, because it has a great recording ...
... [END VIDEO PLAYBACK] ...