O halde, ben sizin bugün gelmeniz gerektiğini düşünüyorum.
- In that case, I think you should come in today.
O takdirde, öyle olsun.
- In that case, so be it.
O zaman onu görmediğine inanmıyorum.
- I cannot believe you did not see him then.
Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
- I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
Yağmur yağma ihtimaline karşı ceketini al.
- Take your coat in case it rains.
Onun gelme ihtimaline karşı hazır olsan iyi olur.
- You had better be ready in case he comes.
Gelemediği takdirde, onun yerini almak zorunda kalacaksınız.
- You'll have to take his place in case he can't come.
Yangın olduğu takdirde bu butona bas!
- Push this button in case of fire!
Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.
- Take an umbrella with you in case it begins to rain.
Tom ihtiyacı olur diye bıçağını getirdi.
- Tom brought his knife just in case he needed it.
Yangın durumunda bu camı kır.
- Break this glass in case of fire.
Bir deprem durumunda, gazı kapatın.
- In case of an earthquake, turn off the gas.
Bu durumda, 100 € lütfen.
- In this case, 100 euro please.
Kural bu durumda geçerli değil.
- The rule doesn't apply in this case.
Hırsız bana vurdu ve gözümü morarttı ve daha sonra kaçtı.
- The thief hit me and gave me a black eye and then ran off.
Öyleyse daha sonra tekrar geleceğim.
- Then I'll come again later.
O zamanlar tekrar bir sürü hata yaptım.
- I made a lot of mistakes back then.
O zamanlar erkekler şapka takardı.
- Men wore hats back then.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır.
- If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.
- Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.
Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.
- If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands.
Bunu istemiyorlarsa, o halde ne istiyorlar?
- If they don't want this, then what do they want?
Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin.
- If you really have grounds for acting the way you did, then please tell me.
Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım.
- Only then did I realize what he meant.
Eğer beni bu şekilde tanımıyor idiysen, kısaca beni tanımamışsın demektir.
- If you didn't know me that way then you simply didn't know me.
In case of emergency, break glass.
... second one is artistic. The moral case is that I copy all day long, you copy, everybody ...
... ELON MUSK: Yeah, actually, that seems to be the case. ...