in or to a place that is higher

listen to the pronunciation of in or to a place that is higher
Английский Язык - Турецкий язык

Определение in or to a place that is higher в Английский Язык Турецкий язык словарь

above
yukarıda

Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi. - The clouds above moved fast.

İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler. - Angels watch from above as men fight amongst themselves.

above
{s} yukarıdaki

Onlar yukarıdaki katta yaşıyor. - They live on the floor above.

Önemli! Yukarıdaki cümleye çeviri eklemek üzeresiniz. - Important! You are about to add a translation to the sentence above.

above
-e hakim olan
above
önceden anılan
above
tepede
above
-den çok
above
-den üstün
above
anılan
above
altındaki

Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür. - The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.

above
üstteki
above
cennette
above
fazla

Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız. - Don't go above five rubles.

Bir asırdan fazla bir süre önce, Rusya'daki Tunguska Nehri vadisinin üzerindeki gökyüzünde bir kuyrukluyıldız veya bir göktaşı patladı. Patlamada yüzlerce mildeki milyonlarca ağaç yıkıldı. - More than a century ago, a comet or a meteor exploded in the sky above the Tunguska River valley in Russia. The explosion knocked down millions of trees over hundreds of miles.

above
daha çok

O, onura her şeyden daha çok değer verir. - He values honor above anything else.

above
yukarı

İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler. - Angels watch from above as men fight amongst themselves.

O kesinlikle kırkın yukarısındadır. - She is certainly above forty.

above
önce

Televizyon şiddet gösteriyor, her şeyden önce daha genç insanları etkiler. - Television shows violence, which influences, above all, younger people.

Her şeyden önce sağlıklı olmak istiyorum. - Above all, I want to be healthy.

above
üzerindeki

Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam. - I cannot afford a camera above 300 dollars.

Elli santigrad derecenin üzerindeki sıcaklıklara maruz kalma. - Do not expose to temperatures above fifty centigrade.

above
the yukarıki, yukarıdaki, (sayfanın) yukarısında bulunan; daha önceki (bölüm/paragraf/satır/sayfa): The above picture depicts the city
above
yukarıda olan
above
(isim) yukarıda olan şey
above
gökteki
Английский Язык - Английский Язык
above
higher up
in or to a place that is higher

    Расстановка переносов

    in or to a place that I·s higher

    Турецкое произношение

    în ır tı ı pleys dhıt îz hayır

    Произношение

    /ən ər tə ə ˈplās ᴛʜət əz ˈhīər/ /ɪn ɜr tə ə ˈpleɪs ðət ɪz ˈhaɪɜr/
Избранное