Amerika'da nereye giderseniz gidin, yollar ve otoyollar vardır.
- There are roads and freeways wherever you go in America.
O nereye giderse etrafında mutluluk yayar.
- He radiates happiness around wherever he goes.
Sen onun için nerede oda bulabilirsen kutuyu koy, lütfen.
- Put the box wherever you can find room for it, please.
Tom nerede isterse yiyebilir.
- Tom may eat wherever he wants to.
Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
- I take my camera with me wherever I go.
Her nereye gitse, oldukça sevilir.
- Wherever she goes, she is well liked.
Her nerede söylersen, Tom.
- Wherever you say, Tom.
Her nereye istersen gidebilirsin.
- You can go wherever you want to go.
Her nereye gitsem köpek beni izler.
- The dog follows me wherever I go.
Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim.
- I can take a nap wherever.
Aksiyon nerede olursa olsun gideceğiz.
- We'll go wherever the action is.