Öğrenciler sırayla cevap verdi.
- The students answered in order.
Her şeyin sırayla olduğunu bulacağından eminim.
- I'm sure you'll find everything is in order.
O gerçekten iyi durumda.
- He's really in good shape.
Onun iş ilişkileri iyi durumda.
- His business affairs are in good shape.
Burada her şey yolunda.
- Everything's in order here.
O gelinceye kadar her şey yolundaydı.
- Everything was in order until he came.
Tebrikler kesinlikle usulüne uygun.
- Congratulations are definitely in order.
Gelirine uygun bir şekilde yaşamak için ekstra giderleri kısmalısın.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
Sıraya gir ve kapıya doğru düzenli olarak yürü.
- Line up and walk to the door in order.
Tom her şeyin düzenli olduğunu düşündü.
- Tom thought everything was in order.
Place the cards in order by color, then by number.
His material is in order for the presentation.
Now that we have finally finished, I think a celebration is in order.
They sang in order, ending with a basso profundo.
She stood in order to see over the crowd. / She stood to see over the crowd.