Tom yaklaşık olarak benimle aynı yaşta.
- Tom is approximately the same age as me.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
- A person's heart is approximately the same size as their fist.
Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.
- It's better to be approximately right than completely wrong.
Şu adam belli belirsiz tanıdık görünüyor.
- That man looks vaguely familiar.
Bu bana belli belirsiz tanıdık geliyor.
- That sounds vaguely familiar.