O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
- At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.
- Those young men are independent of their parents.
O, akıllı ve özgür bir kız.
- She's a smart and independent girl.
Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.
- When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.
Tom çok başına buyruktu.
- Tom was very independent.
Oğlum her zaman çok başına buyruktu.
- My son has always been very independent.
Kendi ayakların üzerinde durmak bağımsız olmak anlamına gelir.
- To stand in your own feet means to be independent.
O daha bağımsız olmak istiyor.
- She wants to be more independent.
... But it's all ad dependent. ...
... model that is very, very dependent on advertising, to ...