Sami, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.
- Sami endangered Layla's life.
Fadıl, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.
- Fadil endangered Layla's life.
Tehlikede olan deniz yaşamını korumak için bir fon kuruldu.
- A fund was set up to preserve endangered marine life.
Dilinin tehlikede olduğunu sana ne düşündürüyor?
- What makes you think that your language is endangered?
Eski köprü yıkılma tehlikesi içinde.
- The old bridge is in danger of collapse.
Tasarruflarını kaybetme tehlikesi içindesin.
- You're in danger of losing your savings.