Hepimiz onun hatalı olduğunu bilsek bile, Tom her zaman haklı olduğunu iddia eder.
- Tom always insists that he's right even when we all know that he's wrong.
O, o günlerde hep içki içiyordu.
- He was always drinking in those days.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
- Mother always gets up early in the morning.
Her zaman dürüst olmak kolay değildir.
- To be always honest is not easy.
Daima doğruyu söyledim.
- I've always told the truth.
Daima sözlüğünü el altında bulundur.
- Always have your dictionary close at hand.
Ne olursa olsun elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- In any event, I will do my best.
Her halükarda, yarın gideceğim.
- I will leave tomorrow, in any event.
I thought I could always go back to work.