O, güzelin dışında bir şey.
- That is something other than beautiful.
Tom gitar çalmanın dışında çok az şey yapar.
- Tom does little other than play the guitar.
Seninki hariç tüm denemeler iyiydi.
- All the essays, other than yours, were good.
Tom'dan başkasının bunu almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone other than Tom would be interested in buying this.
Tom, onun adından başka Mary hakkında bir şey bilmiyor.
- Tom doesn't know anything about Mary, other than her name.