in addition

listen to the pronunciation of in addition
Английский Язык - Турецкий язык
ek olarak

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

Ek olarak beş dolar ödedim. - I paid five dollars in addition.

yanında
bundan başka
yanı sıra

Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır. - In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.

İngilizcenin yanı sıra Fransızca konuşabilir. - In addition to English, he can speak French.

fazladan
ayrıca

O mükemmel bir piyano çalıcı. Ayrıca, iyi bir şarkıcı ve iyi bir dansçı. - He is an excellent piano player. In addition, he is a good singer and a very good dancer.

Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

bir de

Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor. - In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.

ilaveten

Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı. - In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.

İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım. - I had to pay 5 dollars in addition.

Bir de, hem de, ek olarak, dahası
İlave olarak

Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi. - In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.

ek te
hem de
üste

Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı. - It was cold, and in addition, it was windy.

yet
henüz

Yemek henüz hazır değil. - The food's not ready yet.

Romanın son sayfasını henüz okumadım. - I haven't read the final page of the novel yet.

yet
sonunda

Sonunda soğuk algınlığın bitti mi? - Are you over your cold yet?

Sonunda gerçeği öğrenecek. - He is yet to know the truth.

in addition to
ek olarak

Maaşına ek olarak biraz geliri var. - He has some income in addition to his salary.

İngilizceye ek olarak Fransızca eğitimi de alıyorum. - I study French in addition to English.

yet
conj. yine de
in addition that
üstelik
in addition to
yanında
in addition to
fazla olarak
in addition to
buna ek olarak
in addition to
-e ilaveten
in addition to
ekstradan
in addition to
ilave olarak

Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi. - In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.

in addition to
bir de

Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor. - In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.

on top
(Bilgisayar) üstte

Biz her zaman altta değil ve üstte olabilir miyiz? - May we always be on top and not at the bottom.

yet
şimdi

Şimdiye kadar ondan bir kelime duymadım. - I have not heard a word from him as yet.

Şimdiye kadar hiçbir kazağı bitirmedim. - As yet, I have not completed the sweater.

yet
şu anda

Şu anda, yine de görüş birliğine varılmalı. - At present, consensus has yet to be reached.

Şu anda hiç planın var mı? - Do you have any plans yet?

yet
oysaki
in addition to
e ek olarak
yet
daha

Karısının yeşil noktalarla kaplanmış yüzünü görünce kalp krizi geçirdi. Katil salatalığın bir kurbanı daha! - Seeing the face of his wife covered in green spots, he had a heart attack. Yet another victim of the killer cucumber!

Daha bir şey görmedin ki. - You ain't seen nothing yet.

yet
şu tapta
yet
aynı zamanda
yet
yine de

Kompozisyonun yine de en iyisi. - Your composition is the best yet.

Şu anda, yine de görüş birliğine varılmalı. - At present, consensus has yet to be reached.

in addition to
bunun yanısıra
on top
üst

Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı. - Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.

Kayakları arabanın üstüne koydu. - He put the skis on top of the car.

yet
bununla beraber
ın addition
Buna ek

Buna ek olarak bir şeye ihtiyacın var mı? - Do you need anything in addition?

in addition to
-e ek olarak
in addition to
ilaveten

Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı. - In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.

in addition to
ayrıca
in addition to
maada
yet
ama

O gelmek için söz verdi, ama henüz dönmedi. - He promised to come, but hasn't turned up yet.

Bay Saito'yu simaen biliyorum ama henüz onunla tanışmadım. - I know Mr. Saito by sight, but I haven't met him yet.

yet
ve yine
yet
(zarf) hâlâ, henüz, daha, şimdiye kadar, şimdiye dek, sonunda, hatta, yine de
yet
derhal
yet
ancak

Tanrım, bana iffet ve ölçülülük ver, ancak henüz değil. - God, please give me chastity and continence, but not yet.

John henüz gelmedi, ancak o gelirse, seni ararım. - John has not come yet, but when he does, I will call you.

yet
not as yet henüz değil
Английский Язык - Английский Язык
also; as well; besides
on top
yet
also, on top of that
by way of addition; furthermore; "he serves additionally as the CEO"
in addition to
on top of, extra to
in addition to
besides
in addition

    Расстановка переносов

    in ad·di·tion

    Турецкое произношение

    în ıdîşın

    Синонимы

    addedly, additionally

    Произношение

    /ən əˈdəsʜən/ /ɪn əˈdɪʃən/

    Общие Словосочетания

    in addition to, in addition that

    Видео

    ... So in addition to the request from Googlebot, there is also ...
    ... in addition to cuts. ...
Избранное