O her zaman tatminsiz.
- He's always dissatisfied.
Oldukça tatminsizdim.
- I was quite dissatisfied.
Tom hoşnutsuz görünüyor.
- Tom looks disgruntled.
Tom biraz hoşnutsuzdu.
- Tom was a little disgruntled.
Bir kırgın işçinin bombayı koyan kişi olduğunu düşünüyoruz.
- We think a disgruntled employee was the one who planted the bomb.
Tom bana senin hoşnutsuz olduğunu söyledi.
- Tom told me you were dissatisfied.
Tom her zaman hoşnutsuz gibi görünüyor.
- Tom always seems to be dissatisfied.