Tom'un Fransızcası önemli oranda gelişti.
- Tom's French has improved significantly.
Son on yıl boyunca hangi ülkeler önemli ölçüde gelişti?
- Which countries have developed significantly during the past ten years?
Tom önemli derecede daha iyi yapıyor.
- Tom is doing significantly better.
Bu önemli derecede farklı.
- This is significantly different.
Benim bürom seninkinden önemli ölçüde daha aydınlıktır.
- My office is significantly brighter than yours.
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.