O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi.
- He secretly showed me her photograph.
Sanırım Tom ve Mary gizlice evlendiler.
- I think Tom and Mary are secretly married.
Tom Mary'ye içten içe âşık.
- Tom is secretly in love with Mary.
Tom bunu kabul etmeyecek ama o Mary'ye içten içe aşık.
- Tom won't admit it, but he's secretly in love with Mary.
O, bana fotoğrafını gizlice gösterdi.
- He secretly showed me her photograph.
O, gizlice bahçeye girdi.
- He entered the garden secretly.