John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
- John tried in vain to solve the problem.
Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
- Dick tried to solve the problem, in vain.
Ağlamamak için boş yere çabaladı.
- She tried in vain not to cry.
Tom Mary'yi sanat okuluna gitmesi için boş yere ikna etmeye çalıştı.
- Tom tried in vain to convince Mary to go to art school.
Thou shalt not take the name of the LORD thy God in vain.