Özenle hazırladığım konuşmamı yaptım.
- I gave my carefully prepared speech.
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- The policeman lifted the box carefully.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Ben onu dikkatle dinlemeye çalıştım.
- I tried to listen to him carefully.
Biz bir tek kelime kaçırmamak için dikkatle dinledik.
- We listened carefully in order not to miss a single word.
Onu itinayla ambulansa kaldırdılar.
- They lifted him carefully into the ambulance.