Ben Bretonca bilgimi geliştiriyorum.
- I'm improving my knowledge of Breton.
Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.
- I'm interested in improving my German.
Biz her zaman servis kalitesinde iyileştirmeyi amaçlıyoruz.
- We are always aiming at improving the quality of service.
Fransızcamı geliştirmekle ilgileniyorum.
- I'm interested in improving my French.
Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.
- I'm interested in improving my German.
Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
- The priest tried to improve the people's morals.
İngilizce telaffuzumu geliştirmek istiyorum.
- I would like to improve my English pronunciation.
Ben İngilizcemi ilerletmek istiyorum.
- I want to improve my English.
Japonca telaffuzumu ilerletmek istiyorum.
- I wanted to improve my Japanese pronunciation.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
- Garlic is used to improve the taste of food.
Dan, diğerlerinin yaşamını iyileştirmek istedi.
- Dan wanted to improve the lives of others.
Dan eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı.
- Dan received funds from local foundations to improve his old library.
Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.
- To improve the situation, we must work harder.
Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
- The priest tried to improve the people's morals.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
Egzersiz sağlığı geliştirir.
- Exercise improves health.
Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
- Tom is working hard to improve his English.
Öğrenci ilerlemek zorunda.
- The pupil has to improve.
Seni azarlarsam, ilerlemeni istediğim içindir.
- If I scold you, it is that I want you to improve.
... your chance of improving your success ...
... different approach to understanding human health and to improving the human condition. ...