Satın alamadığımız atın her zaman bir kusuru olacaktır.
- The horse that we can't buy will always have a defect.
Bu göz kusuru ameliyatla düzeltilebilir.
- This eye defect can be corrected by surgery.
Arızalar için makineyi kontrol ettiler.
- They checked the machine for defects.
Arızalı TV yi yenisiyle değiştirdiler.
- They replaced the defective TV with a new one.