Dışarı çıkmak zorunlu.
- It's imperative to go out.
Derhal hareket etmen zorunludur.
- It is imperative for you to act at once.
Sınırları kurmak şarttır.
- Setting limits is imperative.
Bu duruma başka bir çıkar yol bulmamız şart.
- It is imperative that we find another way out of this situation.
Dışarı çıkmak zorunlu.
- It's imperative to go out.
Dikkatli bir şekilde talimatları izlemek zorundasın.
- It's imperative that you follow the instructions carefully.
Visiting Berlin is an imperative.
The verbs in sentences like Do it! and Say what you like! are in the imperative.