O kötü bir şekilde yaralandı.
- He was badly wounded.
O kendini kötü bir şekilde yaktı.
- He burned himself badly.
Seni şiddetle özleyeceğiz.
- We will miss you badly.
Bunu ne kadar şiddetle istiyorsun?
- How badly do you want it?
Ben onun bir otomobil kazasında kötü yaralandığını duyunca çok şaşırdım.
- I am very much surprised to hear that he got badly injured in a motorcar accident.
Ekmek çok yumuşak olduğu için zor kesiliyor.
- The bread is cutting badly because it's very soft.
Arabam kazada ağır hasar gördü.
- My car was badly damaged in the accident.
O, kazada ağır yaralandı.
- He was injured badly in the accident.
Berbat bir şekilde yanmış pilot hâlâ pilot kabinindeydi.
- The badly burnt pilot was still in the cockpit.
O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı.
- He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.
Biz ona çok kötü davranırsak, haksızlık olur.
- It would be unfair if we treated him so badly.
Daha önce ağrıyordu, ama asla şu andaki kadar kötü bir şekilde değil.
- It's ached before, but never as badly as right now.
O, fena halde yeni bir elbise istiyor.
- She wants a new dress badly.
Fena halde suya ihtiyacımız var.
- We are badly in want of water.
Tom bir trafik kazasında fena halde yaralandı.
- Tom was badly injured in a traffic accident.
O, fena halde azarlanmış görünüyor.
- It seems that he was badly scolded.
Berbat bir şekilde yanmış pilot hâlâ pilot kabinindeydi.
- The badly burnt pilot was still in the cockpit.
O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı.
- He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.
He's never badly. (He's never ill.).