Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
- İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
They used those primitive tools.
- Onlar bu ilkel aletleri kullandılar.
You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
- Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.
Several primeval vases stand in this room.
- Bu odada birkaç ilkel vazo duruyor.