He sticks to his principles.
- O, ilkelerine bağlıdır.
There is a fixed standard in the king's principles.
- Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
Majority rule is a basic principle of democracy.
- Çoğunluk kuralı demokrasinin temel ilkesidir.
When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals.
- Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.
The separation of church and state is one of the fundamental principles of the Constitution.
- Kilise ve devletin ayrılması, anayasanın temel ilkelerinden biridir.
When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals.
- Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.
You must act according to your principles.
- İlkelerine göre hareket etmelisin.
There is a fixed standard in the king's principles.
- Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
That would violate our policy.
- Bu bizim ilkelerimizi ihlal eder.
Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
- Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.