ilgiliye

listen to the pronunciation of ilgiliye
Турецкий язык - Английский Язык
to whom it may concern
Used as a salutation in a letter when the writer does not know who will read the letter
to whomever this matter touches upon, to whomever is so interested
ilgili
related

I do work related to computers. - Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.

The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira. - Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü £ dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.

ilgili
interested

She didn't seem interested. - O, ilgili görünmüyordu.

Tom said that he was very interested in archery. - Tom okçulukla çok ilgili olduğunu söyledi.

ilgili
concerned

I've been concerned about Tom. - Tom'la ilgili endişeliyim.

He is concerned about his father's illness. - O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır.

ilgili
(Hukuk) relevant

The content of his speech is not relevant to the subject. - Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.

How dare you say that's not relevant! - Onun konu ile ilgili olmadığını söylemeye nasıl cesaret edersin!

ilgili
{i} corresponding
ilgili
associated

There are comments associated with this question. - Bu sorunla ilgili yorumlar bulunmaktadır.

Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle. - Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor.

ilgili
{s} pertinent

Tom asked a few pertinent questions. - Tom birkaç ilgili soru sordu.

ilgili
{e} about

I will get in touch with you again about this matter. - Bu konuyla ilgili seninle tekrar temasa geçeceğim.

It's all about sentences. Not words. - O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.

ilgili
involved

I want to be involved. - İlgili olmak istiyorum.

I'm aware of the risks involved. - İlgili risklerin farkındayım.

ilgili
interested (in); concerned, involved; relevant; connected (with), related; concerning, regarding
ilgili
{s} curious
ilgili
respective
ilgili
(Ticaret) concerning

The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP. - Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.

Concerning this, I'm the one to blame. - Bununla ilgili, ben suçlanacak tek kişiyim.

ilgili
connected with

Mary collects anything that's connected with squirrels. - Mary sincaplarla ilgili her şeyi toplar.

ilgili
engage

The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly. - Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.

Tom's parents congratulated him on his engagement. - Tom'un anne-babası onun nişanı ile ilgili onu tebrik ettiler.

ilgili
germane to
ilgili
(Bilgisayar) re
ilgili
attached
ilgili
relating
ilgili
(Bilgisayar) contact

Hey! This is not the right place. You should contact the actual national coach for information regarding this. - Hey! Bu doğru yer değil. Sen bununla ilgili bilgi için gerçek milli takım antrenörüyle temas kurmalısın.

ilgili
with regard to

With regard to the problem, they have another opinion. - Sorunla ilgili olarak, onların başka bir görüşü var.

Do you have anything to say with regard to this matter? - Bu konu ile ilgili olarak söyleyeceğin bir şey var mı?

ilgili
(Ticaret) regarding

I'd like to point out some problems regarding your suggestion. - Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.

Regarding this project, have you seen the contract? - Bu proje ile ilgili olarak, sözleşmeyi gördün mü?

ilgili
anent
ilgili
germane
ilgili
hot

Our guide misinformed us about the location of the hotel. - Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.

ilgili
appertaining
ilgili
assignor
ilgili
relevant of
ilgili
relate to
ilgili
of interest
İlgili
involving
ilgili
companion
ilgili
relative

Listen to the facts relative to the issue. - Sorunla ilgili gerçekleri dinleyin.

ilgili
interested in, curious about
ilgili
relevant: ilgili evraklar the relevant documents
ilgili
interested, concerned, involved: ilgili kişiler those concerned
ilgili
connected

Mary collects anything that's connected with squirrels. - Mary sincaplarla ilgili her şeyi toplar.

There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance. - Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.

ilgili
pertaining to, related to, connected with, concerned with, relevant to, apropos of
ilgili
appertain
ilgili
attach
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение ilgiliye в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ilgili
İlgilenmiş olan, ilgisi bulunan, alakalı, alakadar, müteallik: "Tütün piyasası ile ilgili hesapların bir ucu, yine elindeydi."- N. Cumalı
ilgili
İlgilenmiş olan, ilgisi bulunan, alâkalı, alâkadar, müteallik
İlgili
alakalı

Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir. - Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.

ilgiliye
Избранное