You must give close attention to the merest details.
- Sadece detaylara yakın ilgi göstermelisin.
My children share my attention.
- Çocuklar benim ilgimi paylaşırlar.
Relevance is a key element in communication.
- İlgi, iletişimde anahtar bir unsurdur.
Objection. This certainly has no relevance. All objections have been waived till the trial.
- İtiraz ediyorum. Bunun kesinlikle hiç bir ilgisi yok. Bütün itirazlar duruşmaya kadar ertelenmiştir.
I found this book very interesting.
- Bu kitabı çok ilginç buldum.
I had an interesting conversation with my neighbor.
- Komşumla ilginç bir sohbet yaptım.
The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
- Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
To tell the truth, this matter does not concern it at all.
- Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
Who will take care of the baby?
- Bebekle kim ilgilenecek?
She takes care of her old mother.
- O, yaşlı annesiyle ilgilenir.
Tom never told me he was having suicidal thoughts.
- Tom bana intiharla ilgili düşüncelere sahip olduğunu asla söylemedi.
I asked Tom what he thought of Mary.
- Tom'a Mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum.
How dare you say that's not relevant!
- Onun konu ile ilgili olmadığını söylemeye nasıl cesaret edersin!
I don't see how that's relevant.
- Onun nasıl ilgili olduğunu anlamıyorum.
What I have to say concerns everyone here.
- Söylemek zorunda olduğum şey, buradaki herkesi ilgilendirir.
This directly concerns him.
- Bu doğrudan onu ilgilendiriyor.
Tom denied any involvement in the killing.
- Tom cinayetle herhangi bir ilgisi olduğunu yalanladı.
I'm not interested in a serious relationship.
- Ciddi bir ilişki ile ilgilenmiyorum.
My relationship with Tom isn't your concern.
- Tom'la olan ilişkim seni ilgilendirmez.
It seems interesting to me.
- O bana ilginç görünüyor.
I found this book very interesting.
- Bu kitabı çok ilginç buldum.
My relationship with Tom is none of your business.
- Tom'la ilişkim seni ilgilendirmez.
I'm not interested in a serious relationship.
- Ciddi bir ilişki ile ilgilenmiyorum.
I copied down several useful references on gardening.
- Bahçecilikle ilgili birkaç faydalı referansı kopyaladım.
I apologize that I'm not able to give a better reference to this work.
- Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
Two men have been arrested in connection with Tom's murder.
- Tom'un öldürülmesiyle ilgili olarak iki adam tutuklandı.
I have no connection the matter.
- Konuyla hiçbir ilgim yok.
With respect to these letters, I think the best thing is to burn them.
- Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
- Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
I'd like to point out some problems regarding your suggestion.
- Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.
The members of the family had grave doubts regarding the explanation they received from the army.
- Aile üyelerinin ordudan alınan açıklama ile ilgili ciddi şüpheleri vardı.
Bir web sitenin gördüğü alaka onun muhtevasına bağlıdır.
- Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.
Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
- Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
- Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
Bir web sitenin gördüğü alaka onun muhtevasına bağlıdır.
- Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.