He shook his head back and forth.
- Başını ileri geri salladı.
Tom and Mary tossed a ball back and forth.
- Tom ve Mary bir topu ileri geri attılar.
The lion walked to and fro in its cage all day.
- Aslan bütün gün kafesinin içinde ileri geri yürüdü.
The waves were tossing me viciously to and fro as I struggled to hold my breath.
- Ben nefesimi tutmaya çabalarken dalgalar beni şiddetle ileri geri fırlatıyordu.