I've won a holiday to France plus five hundred Euros' spending money!.
Let's go home now, it's late, plus I'm not feeling too well.
A water molecule is made up of two hydrogen atoms plus one of oxygen.
He is a real plus to the team.
I had to pay 5 dollars in addition.
- İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım.
In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.
- Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi.
Expedited delivery will cost an additional ten dollars.
- Hızlandırılmış teslim ilave on dolara mal olacak.
Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness.
- Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.
They built an extension to the office.
- Ofise bir ilave yaptılar.
My mother tasted the soup and added a little more salt.
- Annem çorbanın tadına baktı ve biraz daha tuz ilave etti.
Shall we add a bit more salt?
- Biraz daha tuz ilave edelim mi?