I can give you medication for the pain.
- Ağrı için sana ilaç verebilirim.
Medication and alcohol often don't mix.
- İlaç ve alkol çoğu zaman karışmaz.
The state is going to reform its drug policies.
- Devlet ilaç politikalarında reform yapacak.
The elderly man takes strong drugs for his heart.
- Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.
She sells medicine in the pharmacy.
- O, eczanede ilaç satıyor.
I need medicine. Where is the pharmacy?
- Bana ilaç gerek. Eczane nerede?
The pain went away because I took the pills.
- İlaç aldığım için ağrı geçti.
The patient felt none the better for having taken the new pills.
- Hasta yeni ilaçlar almasına rağmen daha iyi hissetmiyor.
This medicine may cure him.
- Bu ilaç onu iyileştirebilir.
I cured my cold with this medicine.
- Nezlemi bu ilaçla tedavi ettim.
The physician prescribed his patient some medicine.
- Doktor hastasına biraz ilaç yazdı.
More and more physicians have begun to use the new medicines.
- Gittikçe daha fazla doktor yeni ilaçlar kullanmaya başladı.
What is the best remedy for colds?
- Soğuk algınlıkları için en iyi ilaç nedir?
Hot lemon with honey is a good remedy for colds.
- Ballı sıcak limon soğuk algınlığı için iyi bir ilaçtır.
The medication helped me.
- İlaç tedavisi bana yardım etti.
The medication is working.
- İlaç tedavisi işe yarıyor.
Fadil's meds were very strong.
- Fadıl'ın ilaçları çok güçlüydü.
They changed my meds.
- Onlar benim ilaçlarımı değiştirdi.
Her husband is heavily dependent on drugs.
- Kocası ilaçlara aşırı bağımlıdır.
The elderly man takes strong drugs for his heart.
- Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.
I will prescribe a febrifuge to you.
- Size bir ateş düşürücü ilaç yazacağım.