The price of coffee has doubled since then.
- Kahve fiyatı o zamandan beri ikiye katladı.
If we're lucky, we'll double our money.
- Şansımız varsa paramızı ikiye katlarız.
On second thought, make that a double.
He's my double cousin as my mother's sister married my father's brother.
We'll have to double our budget for next year.
- Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.
Do you want to double your gold pieces? What do you mean?
- Altın parçalarını ikiye katlamak istiyor musun? Ne demek istiyorsun?
They need to eat double that amount.
- O miktarın iki katını yemeliler.
Your book is double the size of mine.
- Senin kitabın benimkinin boyutunun iki katı kadar.
This tunnel is twice as long as that one.
- Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
He is twice as old as I.
- Benim iki katım kadar yaşlıdır.
The population has doubled in the last five years.
- Nüfus son beş yıl içinde iki katına çıkmıştır.
Tom doubled his investment in a year.
- Tom'un bir yıl içinde yatırımını iki katına çıkardı.
I'm doubly disappointed on the lack of improvement from my team.
- Takımımdan iyileşme eksikliği konusunda iki kat fazla hayal kırıklığına uğradım.