Tom is two-faced, isn't he?
- Tom iki yüzlü, değil mi?
I hate two-faced communities.
- İki yüzlü topluluklardan nefret ederim.
You are double-faced and this is the problem.
- Sen iki yüzlüsün ve bu problem.
I know I'm a hypocrite.
- Bir iki yüzlü olduğumu biliyorum.
You're such a hypocrite.
- Sen böyle bir iki yüzlüsün.
Tom is being hypocritical.
- Tom iki yüzlü davranıyor.
You're being hypocritical.
- Sen iki yüzlü davranıyorsun.
You are double-faced and this is the problem.
- Sen iki yüzlüsün ve bu problem.
I think Tom and Mary are hypocrites.
- Bence Tom ve Mary ikiyüzlüler.
He went as far as to call you a hypocrite.
- Sana ikiyüzlü diyecek kadar ileri gitti.
I think Tom is hypocritical.
- Tom'un ikiyüzlü olduğunu düşünüyorum.
I've never known anyone as hypocritical as you.
- Senin kadar ikiyüzlü birini hiç tanımadım.
Don't trust him. He's very two-faced.
- Ona inanma. O çok ikiyüzlüdür.
Selena Gomez's second album hit Billboard Magazine's top two hundred albums chart at number four.
- Selena Gomez'in ikinci albümü Billboard Magazine'in top iki yüz albüm tablosunda dört numaraya yerleşti.
There are as many as two hundred cherry trees in this park.
- Bu parkta iki yüz kadar çok sayıda kiraz ağaçları vardır.