ihraç etme

listen to the pronunciation of ihraç etme
Турецкий язык - Английский Язык
extrusion
(Hukuk) expulsion
exclusion
extruding
exporting

Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly. - Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık.

export

They continued to export goods secretly. - Malları gizlice ihraç etmeye devam ettiler.

Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly. - Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık.

extrude
ihraç etmek
export

Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly. - Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık.

The U.S. exports billions of dollars' worth of passenger airplanes. - Amerika Birleşik Devletleri milyarlarca dolar değerinde yolcu uçakları ihraç etmektedir.

ihraç etmek
dismiss
ihraç etmek
(Ticaret) float
ihraç et
{f} exporting

Exporting water from an arid country to the rainy Europe is pure folly. - Kurak bir ülkeden yağışlı Avrupa'ya su ihraç etmek saf çılgınlık.

ihraç et
{f} export

The top U.S. export to China was soybeans. - ABD'nin Çin'e ihraç ettiği başlıca ürün soya fasülyesiydi.

Australia exports a lot of wool. - Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.

ihraç et
extrude
ihraç etmek
extrude
ihraç etmek
a) to export b) to expel c) to extract
ihraç etmek
extract
ihraç etmek
(Hukuk) to export
ihraç etmek
1. to export. 2. to extract, remove. 3. to expel, oust. 4. to deport, send (someone) (out of a country). 5. (Askeriye) to discharge (someone). 6. com. to issue (shares of stock). 7. (Askeriye) to land, disembark, debark (troops)
ihraç etmek
issue
ihraç etmek
void
ihraç etmek
discard
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение ihraç etme в Турецкий язык Турецкий язык словарь

ihraç etmek
Üretim fazlası malı yurt dışına satmak
ihraç etmek
Çıkarmak, dışarı atmak
ihraç etme
Избранное