Gerçek bilim bize şüphe etmeyi ve cahillikten kaçınmayı öğretir.
- True science teaches us to doubt and to abstain from ignorance.
Okuldan nefret ederim fakat cahillik daha kötü.
- I hate school but ignorance is worse.
Tom'un bana dediği gibi Esperanto'nun iki düşmanı var, bilgisizlik ve ön yargı.
- As Tom told me, Esperanto has two enemies, ignorance and prejudice.
Hayatta başarılı olmak için iki şeye ihtiyacın var: bilgisizlik ve güven.
- To succeed in life, you need two things: ignorance and confidence.
Ne kadar çok öğrenirsek, cehaletimizi o kadar iyi farkederiz.
- The more we learn, the better we realize our ignorance.
O, sık sık onun cehaletinden faydalanır.
- She often takes advantage of his ignorance.
Sen bilgisizliğinden dolayı mahcup olmalısın.
- You should be ashamed of your ignorance.
Onun başarısızlığı onun bilgisizliğinden kaynaklanmaktadır.
- His failure is due to his ignorance.
Jones straps on the tools of ignorance.