Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.
- My heart beats fast each time I see her.
Beş çarpı iki ona eşittir.
- Five times two equals ten.
O zaman Japonya'da hiç demir yolu yoktu.
- There were no railroads at that time in Japan.
O zaman Japonya'da demiryolları yoktu.
- There were no railroads in Japan at that time.
Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
- They have lived here for a long time.
Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
- How much time does she need to translate this book?
Diaoyu adaları çok eski çağlardan beri Çin toprağı olmuştur.
- The Diaoyu Islands have been Chinese territory since ancient times.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
- That castle was built in ancient times.
Dün akşam iyi bir vakit geçirdim.
- I had a good time last evening.
Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.
- Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time.
Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
- Imagine that you have a time machine.
Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
- Some read books just to pass time.