To discover, as by study or inquiry; to find out; to devise; to contrive or produce for the first time; applied commonly to the discovery of some serviceable mode, instrument, or machine
If you invent a story or excuse, you try to make other people believe that it is true when in fact it is not. I stood still, trying to invent a plausible excuse
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение icad в Турецкий язык Турецкий язык словарь
(Osmanlı Dönemi) Vücuda getirmek. Yeniden bir şey meydana getirmek. Yoktan var etmek. (Bak: İbda')(şu zamanda çok ileri giden feylesoflar diyorlar ki: "Hiçten, hiçbirşey icad edilmiyor ve hiçbirşey idam edilmiyor; yalnız bir terkip bir tahlildir ki, Kâinat fabrikasını işlettiriyor."Elcevap : Nur-u Kur'an ile mevcudata bakmayan feylesofların en ileri gidenleri bakmışlar ki, tabiat ve esbab vasıtasiyle bu mevcudatın teşekkülât ve vücudlarını -sabıkan isbat ettiğimiz tarzda- imtina derecesinde müşkilâtlı gördüklerinden, iki k