Please write with a pen.
- Lütfen bir dolmakalem ile yaz.
Batman is friends with Robin.
- Batman, Robin ile arkadaştır.
At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
- Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
Four armed men held up the bank and escaped with $4 million.
- Dört kollu adam bankayı soydu ve 4 milyon dolar ile kaçtı.
Can I pay here via Kontaktlos?
- Burada Kontaktlos ile ödeme yapabilir miyim?
Bringing terrorism to an end via the economy was a most wise policy.
- Terörü ekonomi ile sona erdirmek en akıllıca politikaydı.
Fadil's children went to live with their grandparents because of the mental state of their mother.
- Fadıl'ın çocukları, annelerinin zihinsel durumu nedeniyle büyükanne ve büyükbabaları ile birlikte yaşamaya başladılar.
Because of its origins, Canadian English has features of both American and British English.
- Onun kökeninden dolayı, Kanada İngilizcesi hem Amerikan hem de İngiliz İngilizcesi ile ilgili özelliklere sahiptir.
To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.
- Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.
They can communicate using hand signs.
- Onlar el işaretleri kullanarak iletişim kurabilirler.
We communicate by means of language.
- Biz dil vasıtasıyla iletişim kurarız.
Green is associated with grass.
- Yeşil rengi, çim ile ilişkilidir.
Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle.
- Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor.
One plus two equals three.
- Bir ile ikiyi toplarsanız sonucu üç olur.
The police arrested a suspect in connection with the robbery.
- Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
Sooner or later, every parent has to have a talk with their children about the birds and the bees.
- Er ya da geç her anne-baba çocukları ile kuşlar ve arılar hakkında bir konuşma yapmak zorundadır.
Your face covered with cum.
- Yüzün meni ile kaplı.
Some furniture is put together with glue.
- Bazı mobilyalar tutkal ile monte edilir.
Tom got back together with Mary.
- Tom Mary ile geri döndü.
We had to push our way through the crowd.
- Kalabalığı yararak ilerledik.
Sami pushed the chair a little further.
- Sami sandalyeyi biraz daha ileri itti.
I ate lunch in a hurry.
- Acele ile öğle yemeği yedim.
He sometimes ate out with his family.
- Bazen dışarıda ailesi ile birlikte yemek yedi.