What is your impression of America?
- Amerika izleniminiz nedir?
What's your impression, doctor?
- İzlenimin nedir, doktor?
His head made an impression on the pillow.
What's your impression, doctor?
- İzlenimin nedir, doktor?
He made a favorable impression on his bank manager.
- O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
I have a feeling that he knows the secret.
- Onun sırrı bildiğine dair bir izlenimim var.
I don't have a good feeling about this.
- Bu konuda iyi bir izlenimim yok.
First impressions are the most lasting.
- İlk izlenimler en kalıcı olanlardır.
China gives me many different impressions.
- Çin bana birçok farklı izlenimler verir.
It sounds like she made quite an impression on you.
- Senin üzerinde epeyce bir izlenim bırakmış gibi görünüyor.
It sounds like he made quite an impression on you.
- Senin üzerinde oldukça bir izlenim bırakmış gibi görünüyor.
China gives me many different impressions.
- Çin bana birçok farklı izlenimler verir.
First impressions matter.
- İlk izlenimler önemlidir.