i̇ndirimsiz

listen to the pronunciation of i̇ndirimsiz
Турецкий язык - Английский Язык

Определение i̇ndirimsiz в Турецкий язык Английский Язык словарь

indirim
discount

Tom wants a bigger discount. - Tom daha büyük bir indirim istiyor.

Tom sells T-shirts at a 30 percent discount. - Tom yüzde 30 indirimle T-shirt satıyor.

indirimsiz
without discount, net
indirimsiz
not reduced, not marked down in price; not discounted; unreduced (price); undiscounted (price)
indirimsiz
(buying or selling) at an unreduced price, at an undiscounted price
indirim
reduction

We wish to advise you of the following price reductions. - Aşağıdaki fiyat indirimleri ile ilgili sana nasihat etmek istiyoruz.

We would ask you to give us a price reduction of 5%. - Bize %5'lik bir fiyat indirimi vermenizi istiyoruz.

indirim
rebate

My cat ate a part of the rebate check. - Kedim, indirim çekinin bir parçasını yedi.

indirim
(Nükleer Bilimler) dumping
indirim
abridgment
indirim
(Ticaret) damp
indirim
(Bilgisayar,Ticaret) sale

Japanese beef was on sale yesterday. - Japon dana eti dün indirimli idi.

I bought this T-shirt on sale. - Bu tişörtü indirimli aldım.

indirim
degradation
indirim
(Ticaret) relief
indirim
remission
indirim
(Ticaret) recoupment
indirim
cutback
indirim
off

Could you knock a little off the price? - Biraz indirim yapabilir misiniz?

Today, we're selling that at twenty-five percent off our usual price. - Bugün normal fiyatımızdan yüzde yirmi beş indirimle satıyoruz.

indirim
(Ticaret) deductible

What's the deductible on your insurance? - Senin sigortanda indirimli nedir?

This insurance has a high deductible. - Bu sigortanın yüksek bir indirimi var.

indirim
sales

Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone. - İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.

indirim
degression
indirim
abatement
indirim
mus. downward transposition
indirim
reduction, discount, cutback " tenzilat, ıskonto; sales
indirim
allowance
indirim
allowance for cash
indirim
purchase discount
indirim
cut

The Government are considering tax cuts. - Hükümet, vergi indirimlerini düşünüyor.

The Republicans want more tax cuts for the rich. - Cumhuriyetçiler, zenginler için daha fazla vergi indirimi istiyor.

indirim
price cut
indirim
reduction (in price); discount
indirim
deduction

The tax agent allowed the deduction. - Vergi ajanı indirime izin verdi.

indirim
offtake
indirim
price cutting
indirim
(Hukuk) reduction, remission
indirim
markdown
Турецкий язык - Турецкий язык
tam tarife
indirim
Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilat, iskonto: "Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı."- Ç. Altan
indirim
Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilât, iskonto
i̇ndirimsiz
Избранное