i̇ndirimde

listen to the pronunciation of i̇ndirimde
Турецкий язык - Английский Язык
it's on sale
indirim
discount

There's a scratch here. Could you give me a discount? - Burada bir çizik var. Bana indirim yapar mısınız?

If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment. - Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.

indirim
reduction

It's not about cost reduction. - Bu, maliyet indirimi ile ilgili değil.

We would ask you to give us a price reduction of 5%. - Bize %5'lik bir fiyat indirimi vermenizi istiyoruz.

indirim
rebate

My cat ate a part of the rebate check. - Kedim, indirim çekinin bir parçasını yedi.

indirim
(Nükleer Bilimler) dumping
indirim
abridgment
indirim
(Ticaret) damp
indirim
(Bilgisayar,Ticaret) sale

I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress. - Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm.

Apples were on sale today. - Elmalar bugün indirimli.

indirim
degradation
indirim
(Ticaret) relief
indirim
remission
indirim
(Ticaret) recoupment
indirim
cutback
indirim
off

Today, we're selling that at twenty-five percent off our usual price. - Bugün normal fiyatımızdan yüzde yirmi beş indirimle satıyoruz.

It was 30% off during the sale. - O satış boyunca yüzde 30 indirimdeydi.

indirim
(Ticaret) deductible

What's the deductible on your insurance? - Senin sigortanda indirimli nedir?

This insurance has a high deductible. - Bu sigortanın yüksek bir indirimi var.

indirim
sales

Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone. - İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.

indirim
degression
indirim
abatement
indirim
mus. downward transposition
indirim
reduction, discount, cutback " tenzilat, ıskonto; sales
indirim
allowance
indirim
allowance for cash
indirim
purchase discount
indirim
cut

The Republicans want more tax cuts for the rich. - Cumhuriyetçiler, zenginler için daha fazla vergi indirimi istiyor.

The Government are considering tax cuts. - Hükümet, vergi indirimlerini düşünüyor.

indirim
price cut
indirim
reduction (in price); discount
indirim
deduction

The tax agent allowed the deduction. - Vergi ajanı indirime izin verdi.

indirim
offtake
indirim
price cutting
indirim
(Hukuk) reduction, remission
indirim
markdown
indirimde kalmayan malı daha sonra alabilme hakkı
rain check
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение i̇ndirimde в Турецкий язык Турецкий язык словарь

indirim
Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilat, iskonto: "Ankara Palas'ta kendisine dörtte üç oranında indirim yapılırdı."- Ç. Altan
indirim
Fiyatta yapılan değer düşürümü, tenzilât, iskonto
i̇ndirimde
Избранное