iğnelik

listen to the pronunciation of iğnelik
Турецкий язык - Английский Язык
pincushion

Why are so many pincushions made to like a tomato? - Neden bunca iğnelik domatese benzeyecek şekilde yapılıyor?

A small device designed to receive sewing pins, usually pillow-like; more recently also magnetic
Someone who receives regular hypodermic needle injections

Insulin-dependant diabetics are human pincushions.

To multiply stick or jab, as with pins into a pincushion

The target was pincushioned with arrows.

{n} a thing used to stick pins in
A pincushion is a very small cushion that you stick pins and needles into so that you can get them easily when you need them
A small cushion, in which pins may be stuck for use
A small, pillow-like device designed to receive dressmakers pins
{i} small pad used to place and hold pins
a small stiff cushion into which pins are stuck ready for use
iğne
needle

It is easier for a camel to pass through the eye of a needle than for a rich man to enter the kingdom of God. - Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.

They will begin distributing free syringes and needles to drug users. - Onlar uyuşturucu kullanıcılarına ücretsiz şırıngalar ve iğneler dağıtmaya başlayacak.

iğne
shot

The doctor gave me a shot. - Doktor bana iğne yaptı.

The nurse gave me a shot. - Hemşire bana bir iğne yaptı.

iğne
(Denizbilim) fiddle
iğne
sarcasm

He doesn't understand sarcasm. - O, iğnelemeyi anlamaz.

iğne
prickle
iğne
hype
iğne
(Bilgisayar) stylus
iğne
(Otomotiv) core
iğne
(Otomotiv) float needle
iğne
(Aydınlatma) post
iğne
spindle
iğne
(Denizbilim) hook

The public bought it hook, line and sinker, didn't they? - Halk olta iğnesi, olta ve olta kurşunu aldı, değil mi?

Tom put bait on the hook. - Tom olta iğnesine yem koydu.

iğne
hypodermic needle
iğne
pinprick
iğne
hypodermic syringe
iğne
pin

It's quiet enough to hear a pin drop. - Bir iğnenin düşüşünü duyacak kadar yeterince sessiz.

You could've heard a pin drop. - Bir toplu iğne düşüşünü bile duyabilirdin.

iğne
injection

Tom is scheduled to die by lethal injection tonight. - Tom'un bu gece öldürücü iğneyle ölmesi planlandı.

I prefer taking medicine rather than getting an injection. - Ben iğne olmak yerine, ilaç almayı tercih ederim.

iğne
jujube
iğne
jab
iğne
pointer, needle (of a gauge)
iğne
(Botanik) style
iğne
pintle
iğne
style, gnomon (of a sundial)
iğne
spine
iğne
pin, straight pin; safety pin
iğne
sting

Whose sting is more painful: a bee's or a wasp's? - Kimin iğne batması daha ağrılıdır: Bir arının mı yoksa bir yaban arısının mı?

iğne
(akrep vb.) stinger
iğne
(arı vs.) sting
iğne
pricking sensation, prick, pricking
iğne
needle, hypodermic needle
iğne
syringe, hypodermic syringe
iğne
biting remark
iğne
needle, sewing needle
iğne
prick

He pricked himself with a pin. - O, bir iğne ile kendini deldi.

She pricked the balloon. - O balona iğne batırdı.

iğne
needle (of a coniferous tree)
iğne
(süs) brooch
iğne
brooch, pin
iğne
needle; pin, straight pin, safety pin; pointer, needle; spicule, sting; brooch, pin; fishhook; syringe, hypodermic, hypo; injection, shot, jab; pinprick, sarcasm, dig (at sb)
iğne
spicule
iğne
stinger, sting (of an insect)
iğne
pointer
iğne
shot, injection
iğne
bodkin
iğne
hypodermic
iğne
brooch
Турецкий язык - Турецкий язык
Dönbaba, turna gagası gibi adlar da verilen ve yapraklı dalları Ege Bölgesinde sebze olarak kullanılan otsu bir bitki
Üzerine iğne saplanan küçük yastık, iğnedenlik, iğne yastığı
iğne
Vücuda bu yolla ilaç verme işi: "Eczacının yaptığı bir adrenalin iğnesinden sonra gözlerini açtı."- H. Taner
iğne
Toplu iğnenin süs olarak kullanılan, iri başlı, renkli bir türü
iğne
Baş, göğüs, yaka vb. yerlerde kullanılan kuyumcu işi süs eşyası
iğne
Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç
iğne
Bazı böceklerde bulunan savunma organı
iğne
Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç. İki şeyi birbirine tutturmaya yarar ince, uzun, ucu sivri, metal araç
iğne
Vücuda bu yolla ilâç verme işi
iğne
Oltanın ucundaki küçük çengel
iğne
Dokunaklı söz
iğne
Bitkilerde yumurtacıkla tepecik arasındaki sapçık
iğne
İki şeyi birbirine tutturmaya yarar ince, uzun, ucu sivri, metal araç
iğne
Kas veya damar yoluyla vücuda sıvı bir ilacı basınçla vermek için kullanılan pompa
iğne
Bazı araçların ucu sivri parçaları
iğne
Kaslar veya damar yoluyla vücuda sıvı bir ilacı vermek için kullanılan araç, enjektör, şırınga
iğne
Giysi ve benzeri şeyleri dikmeye yarıyan ucu sivrice delici bir alet
iğne
Zerk yolu ile vücuda verilen ilaç
iğne
Botanikte bitkilerde yumurtacıkla tepecik arasındaki sapçık
İğne
(Osmanlı Dönemi) MİHYAT
İğne
(Osmanlı Dönemi) HIYAT
İğne
(Osmanlı Dönemi) VAHİR
İğnelik
iğnedenlik
İğnelik
iğne yastığı
iğnelik
Избранное