He was surprised to hear a cry from within.
- İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
It was an inside job.
- İçeriden birinin yardımıyla işlenmiş bir suçtu.
You should spend more time outside and less time inside.
- Dışarıda daha fazla zaman ve içeride daha az zaman harcamalısın.
Do you wear shoes indoors?
- İçeride ayakkabı giyer misin?
We are eating breakfast indoors.
- Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
Keep the kids indoors.
- Çocukları içeride tutun.
Do you wear shoes indoors?
- İçeride ayakkabı giyer misin?
Tom should be here within fifteen minutes.
- Tom on beş dakika içerisinde burada olmalı.
The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.
- Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.