I prefer to stay indoors.
- Ben içeride kalmayı tercih ederim.
Keep the kids indoors.
- Çocukları içeride tutun.
Apparently, we'll be getting a raise within two months.
- Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.
Within days, Japan captured the American island of Guam.
- Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.
We are eating breakfast indoors.
- Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
We spent all day indoors.
- Biz bütün günü içeride geçirdik.
Did you want to come in?
- İçeri girmek istedin mi?
Did you want to come in?
- İçeri girmek mi istedin?
Where can you buy a ticket to get in?
- İçeri girmek için nereden bir bilet alabilirsin?
I've locked myself out of my house, so I'm going to break a window to get in.
- Kendimi evimin dışında kilitledim, bu yüzden içeri girmek için pencereyi kıracağım.
Do you want to go in?
- İçeri girmek ister misin?
You don't have to go in if you don't want to.
- İstemiyorsan içeri girmek zorunda değilsin.